Safranbolu ilçesi ve Karabük ili(Genel Bilgi)
KARABÜK > Genel Bilgiler
İlk Çağ'da Karabük
İlkçağda Karabük, Hititlerden başlamak üzere Frig, Helenistik Krallıklar ve Roma döneminde geniş çaplı olarak yerleşmeye konu olmuştur. Karabük'ün, Hititler döneminde yerleşmeye konu olan İlçesi; Eflani'dir. Hitit metinlerinde kentin en eski adının Haluna (Yün) olarak geçtiği bilinmektedir. Ovacık'ın Kışlaköy'ü, Frigler döneminde yerleşmeye konu olmuştur. Burada bulunan Hesem Değirmeni'nin kapısındaki yapı taşının Frigler dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Helenistik Krallıklar döneminde özellikle Eflani, yerleşmeye konu olmuştur. Helenistik Krallıklardan Bitinler, Roma'nın Batı Karadeniz Bölgesini (Paflagonya) ele geçirmesini önlemek için Eflani'de üs oluşturulmuş ve bölgenin savunmasını buradan gerçekleştirmişlerdir (M.Ö.70). Eflani'nin tarihte bilinen ikinci adı Bitinya Kralı Nikomedes'in oğlu Phylomenes'ten dolayı, "Phylomenes Yurdu" olarak bilinmektedir. İlkçağın son Devleti olan Roma, M.Ö.1, yüzyılda Anadolu'ya girince önem verdiği yerlerden birisi de Batı Karadeniz Bölgesi olmuş, bölgenin ormanları ve madenlerini emperyalist bir politika izleyerek kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı bilmiştir. Roma'nın bu amaçlarla Karabük İli sınırları içinde kurduğu en önemli kentler Eskipazar sınırları arasında yer almaktadır. Bunlar, Hadrianapolis ve Kimistene adı ile anılan yerleşme alanlarıdır. Bunun yanısıra Karabük'te Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacık'ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalıntıları ile adeta tarihi tanıklık yapmaktadırlar.
Karabük Adının Kaynağı
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. "Kara" ve "Bük" sözcükleri, kara çalılık yer anlamında, Karabük adının oluşumuna kaynaklık yapmıştır. Bu topluluklarda yaşayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaati adını bu biçimde almışlardır. Türkiye'de 14 yer ve mevki adının bugün Karabük şeklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diğer yerlere göç ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.
Karabük'ün Kuruluşu
Karabük bir Cumhuriyet şehridir. Safranbolu ilçesinin bir köyü olan Öğlebeli'nin 13 hanelik mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılmasıyla bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde 13 hanelik Karabük mahallesi istasyonu adı verilmiştir. Böylece Devlet Demir Yolları haritasında Karabük adı geçmiştir. Yöre halkı tarafından "Kara" taşlık, çorak,dağlık, "Bük" çalılık ve fundalık anlamında kullanılırdı, "Kara" ve "Bük" sözcüklerinin birleşmesiyle Karabük adı verilmiştir.
Bir başa kaynağa göre "Karabük" bir Türkmen kolunun adı olup ülkemizin çeşitli ilçelerine bağlı yedi adet "Karabük" adlı köy bulunmaktadır. Safranbolu ilçemizde de Türkmen boy ve aşiret topluluklarının adını taşıyan köyler bulunmaktadır.
1937 yılına kadar 13 hanelik bir mahalle iken 3 Nisan 1937 yılında Demir-Çelik Fabrikalarının temelinin atılması dolayısıyla, Karabük Türkiye ve Dünyada duyulmuş oldu. Demir ve Çelik Fabrikalarının kuruluşu sürerken diğer taraftan Karabük şehrinin temelleri de atılır. 1941 yılında Safranbolu ilçesine bağlı bucak, Demir-Çelik Fabrikalarının genişlemesiyle Karabük'ün nüfusu da her geçen gün artar ve 1953 yılında ilçe ve 1995 yılında ise Türkiye'nin 78. ili olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra oluşan ilk şehir olduğu için Karabük bir Cumhuriyet şehridir.
Kent planının da fabrika ile birlikte çizildiği Cumhuriyetin ilk ve tek planlı sanayi kenti Karabük, sosyal ve kültürel yönden de çağdaş bir kent konumundadır. Karabük ,ülkemizin sanayileşmede ilk adımın atıldığı yer olmanın ötesinde, ilçeleriyle birlikte sahip olduğu tarihsel değerleri ve doğal güzellikleri ile tüm Türkiye ve Dünyada öne çıkmaktadır.
Karabük, Türk Ulusunun tarihinde, sanayileşmeyi simgeleyen kent olmanın hakli gururunu taşımaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Atatürk'ün sanayileşme yolunda aldığı karar üzerine, Türkiye'nin ilk entegre demir-çelik tesisinin yeri için, maden kömürü havzasına ve sahile yakınlığı, demir yolu güzergahında bulunuşu ve stratejik uygunluğu nedeniyle Karabük seçilmiştir.
Temeli atıldığında 3 Nisan 1937 tarihinden üç yıl gibi kısa bir süre içinde tesisler belli Periyodlarda işletmeye alınmış, ilk ürünlerini de 1940'tan sonra vermeye başlamıştır. Karabük'te kurulan Demir-Çelik Fabrikası çevrede özel sektörün de kurulmasını sağlamış ve birbiri ardına irili ufaklı haddehaneler ,dökümhaneler kurulmuştur. Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları, fabrika yapan fabrika olması özelliği ile,Türkiye'deki sanayi hareketinin öncüsü ve okulu olmuştur. Karabük Demir-Çelik 5 Nisan 1994'te özelleştirme kapsamına alınmış; 1995'te çalışanlar, Karabük halkı, esnafı ve sanayicilerinden oluşan Kardemir Şirketine devredilmiştir. İlk olarak modernizasyonlar ile Teknolojisini yenileyen Kardemir, yeni yatırımlar ile hedeflerini genişletmektedir.
Safranbolu
Karabük ilinin en büyük ve gelişmiş ilçesidir. Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî evleri ile ünlü olan şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye'de Dünya Miras Listesi'nde yer alan 9 kültürel varlıktan biridir ve turistik ilgi çekmektedir.Safranbolu ismini, bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan alır.
Safranbolu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca idari ve ticari bir merkez olmuştur. 2000 nüfus sayımına göre nüfusu 47.257'dir.
Tarihte Paflagonya olarak adlandırılan bölgede bulunur ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Türkler tarafından kesin olarak alınışı 1196 yılındadır. Osmanlı zamanında 17. yüzyılda İstanbul-Sinop yolu üzerinde olması nedeniyle tarihteki en önemli dönemini yaşamıştır.
Hadrianapolis Antik Kenti
Handrianapolis bir İlk Çağ kentciğidir. Helenistik Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerinde kent yaşamını sürdürmüştür. En önemli dönemi Bizans Çağıdır. 8. YY'da Bizans İmparatorluğu amcasına İzatifen Bitinyadan Ereğli(Helaklia Pontik bölünüp eyalet yapma eyalete bağlı 6 kentten birisi Handrianapolis olmuş. Eyalet döneminde Handrianapolis Psikoposluk(ilahiyet) merkezi olmuştur Kültür Bakanlığının yaptığı kazı bu dönemde yapılan Kilisede devam etmektedir. Zemin çağının zengin mozaik ve fresko örneklerine rastlanmaktadır.
Fresko: Yaş zemin üzerine yapılan resim mozaik. Küçük parçaların bir araya getirilmesinden meydana gelir 2000 yıllık kalıntılar hızla çıkarılmaya devam edilmektedir. Eskiden beri yapılan kaçak kazılar nedeniyle Handrianapolis büyük zarar görmüştür. Bu kaçak kazılar yapılmasaydı belkide Türkiye'nin en büyük Antik Kenti, Açık Hava Tiyatrosu olabilirdi. Bu bölge değerlendirildiğinde Eskipazar bir turistik ilçe olabilir
Karabük adıni, üzerinde yasadıgi cografi ortamdan almıştır. “Kara” ve “Bük” sözcükleri, kara çalilik yer anlaminda, Karabük adınin olusumuna kaynaklik yapmıştır. Bu topluluklarda yasayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaati adıni bu biçimde almislardir. Türkiye'de 14 yer ve mevki adınin bugün Karabük seklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diger yerlere göç ettigi görüsünü kuvvetlendirmektedir.
TARIH ÖNCESI DÖNEMDE KARABÜK VE ÇEVRESI
Karabük ve çevresinde, yörenin yazisiz kültür dönemini aydinlatacak çok sayida höyük ve tümülüs olmasina karşın, bilimsel anlamda herhangi bir arkeolojik kaziya konu olmamasi bu konudaki açıklamalarda bir bilgi boslugu yaratmaktadır. Ancak, Ovacık ve Eskipazar ilçelerindeyapılan arkeolojik yüzey arastirmalarına bakilacak olursa, Karabük ve çevresinin en eski yerlesmesi Eskipazar Ilçesindeki “Yaziboy” köyüdür. Burada bulunan bir höyügün, ilk Tunç Devri (M.Ö.2500) olarak yerlesmeye konu olmasi, Il sinirları içinde Eskipazar'in önemini artirmaktadır.
ILKÇAG'DA KARABÜK VE ÇEVRESI
Ilkçagda Karabük, Hititlerden baslamak üzere Frig, Helenistik Kralliklar ve Roma döneminde geniş çapli olarak yerlesmeye konu olmustur. Karabük'ün, Hititler döneminde yerlesmeye konu olan Ilçesi; Eflani'dir. Hitit metinlerinde kentin en eski adınin Haluna (Yün) olarak geçtigi bilinmektedir. Ovacık'in Kislaköy'ü, Frigler döneminde yerlesmeye konu olmustur. Burada bulunan Hesem Degirmeni'nin kapisindakiyapı tasinin Frigler dönemine ait olduğu sanilmaktadır. Helenistik Kralliklar döneminde özellikle Eflani, yerlesmeye konu olmustur. Helenistik Kralliklardan Bitinler, Roma'nin Bati Karadeniz Bölgesini (Paflagonya) ele geçirmesini önlemek için Eflani'de üs olusturulmus ve bölgenin savunmasını buradan gerçekleştirmişlerdir (M.Ö.70). Eflani'nin tarihte bilinen ikinci adı Bitinya Krali Nikomedes'in oglu Phylomenes'ten dolayi, “Phylomenes Yurdu” olarak bilinmektedir. Ilkçagin son Devleti olan Roma, M.Ö.1, yüzyilda Anadolu'ya girince önem verdigi yerlerden birisi de Bati Karadeniz Bölgesi olmus, bölgenin ormanları ve madenlerini emperyalist bir politika izleyerek kendi çikarları doğrultusunda kullanmayi bilmiştir. Roma'nin bu amaçlarla Karabük Ili sinirları içinde kurdugu en önemli kentler Eskipazar sinirları arasında yer almaktadır. Bunlar, Hadrianapolis ve Kimistene adı ile anilan yerlesme alanlarıdir. Bunun yanisira Karabük'te Bürnük Köyü, Üçbas Köyü, Bulak Köyü; Ovacık'ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalintiları ile adeta tarihi taniklik yapmaktadırlar.
MALAZGIRT SAVASI ÖNCESI TÜRK YERLESMESI
Türkler, 1071 Malazgirt Savasi öncesinde de Anadolu'ya degisik amaçları gözeterek gelmişler ve yerlesmişlerdir. Özellikle, Kuzey Türklügü olarak tarihte bilinen bu Türk kitleleri içinde Oguzlar olduğu gibi Kipçak, Peçenek gibi diger Türk kavimleri yer almaktadır. Daha sonra çeşitli nedenlerle Bizans'in emrine giren bu Türk kavimleri, bu devletin izledigi iskan siyaseti, Anadolu'nun çeşitli kisimlarına yerlestirilmişlerdir. Yer adlarından (Toponimi) yola çikarakyapılan yorumlamalar sonucunda Eskipazar'da Tamislar Köyü'ne adıni veren Tamis, Bizans'in emrinde bir Oguz Beyi olup, saptamalara göre, Malazgirt Savasi'nda Selçuklu ordusuna karşı savasirken, giysilerde kullanılan renk ve dil benzerliklerinden dolayi kısa zamanda saf degistirmis, Selçukluların tarafına geçmiştir. Malazgirt Savasi öncesinde yöremizde görünen ve yerlesen ikinci Türk kavimi Kipçaklar oldu. Kipçaklar kitleler halinde Safranbolu ile Eflani arasındaki topraklara yerlesmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet, XV. Yüzyilin ikinci yarisinda Amasra'yi fethedince, kentte bulunan Cenevizlileri Istanbul'a gönderirken, Eflani'de yasayan Kipçakları da Amasra kentine sürmüstür. Bugün Amasra'da özellikle ağaç islemeciliginde çok ünlü olan bu insanlar, Kipçak Türklerinin torunlarıdir. Kipçak lehçesi ile ilgili arastirma yapacaklar için Eflani-Bartin arası ve Amasra bu açidan önemli arastirma malzemesi sunmaktadır.
Karadeniz Bölgesi’nde, bir il merkezi olan Karabük’ün, kuzeyinde Bartın, kuzeydoğu ve doğusunda Kastamonu, batısında Zonguldak, güneydoğusunda Çankırı, güneybatısında Bolu ili bulunmaktadır. İl topraklarının güneyini Bolu Dağlarının doğu uzantıları ile Demiroluk Dağları engebelendirmektedir. Demiroluk Dağlarındaki Keltepe (1.999 m.) ilin en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki, Sarıçiçek Tepesi (1.750 m.), güneybatıdaki Aladağlar (1.040 m.) doğudaki Bürnük Tepesi (1.143 m.) yörenin başlıca yükseltileridir. Etrafı yüksek tepelerle çevrili, havza karakteri gösteren il toprakları vadilerle parçalanmış, plato ve düzlükler halindedir.
Büyük düzlük ve ovaların bulunmadığı Karabük’te Eflani çevresi küçük akarsularla parçalanmış platolar görünümündedir. Ortalama yüksekliği 1.130 m. olan Ovacık da vadilerle bölünmüş plato ve düzlükler üzerindedir. Yenice çevresinde ise düzlük ve ovalar olmayıp, engebeli ve yüksek bir araziye sahiptir. Ayrıca Araç ve Soğanlı Çayları kenarında küçük düzlükler bulunmaktadır. Eskipazar Çayı’nın Soğanlı Çayı’na karıştığı alandaki Cemal Ovası, Eskipazar çevresindeki Hamamlı, Sadeyaka Ovaları ilin diğer düzlük alanlarıdır.
Dağların geniş yer kapladığı Karabük’te ormanlar yaygındır. İlin yüzölçümünün yüzde 60’ı ormanlarla kaplıdır. Merkez İlçe, Safranbolu, Yenice, Eskipazar ormanların sık olduğu alanlardır. İlin en yüksek dağı olan Keltepe’de, 700-800 m.ye kadar kızılçam, sonraki yükseltilerde göknar, 1.700 m.ye kadar karışık ağaçlar yer alır, bu yükseltiden sonra yüksek dağ çayırları bulunmaktadır. Burada kekik ve adaçayı en çok göze çarpan bitkidir.
Karabük’te kanyonlar daha çok Safranbolu yöresinde bulunmaktadır. Bunların başlıcaları İncekaya Kanyonu, Düzce (Kirpe) Kanyonu, Tokatlı ve Sakaralan’dır. Ayrıca, Yenice’deki Şeker Çayı kenarında Şeker Kanyonu’dur. Ayrıca Karabük’te çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bunların başında, turizm yönünden önemli Bulak ve Hızar (Mencilis) Mağaraları gelmektedir.
Karabük’te çok sayıda yayla bulunmaktadır. Bunların başlıcaları Karabük Eskipazar, Yenice arasında kalan Sorkun Yaylası (1.650 m.), Safranbolu’nun kuzeyinde Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylası, Yenice’de Göktepe Yaylası, Ovacık’ta Bodoroğlu ve Karabük’ün çevresinde Dede Yaylası ve Avdan Yaylası’dır.
İl topraklarını Araç ve Soğanlı Çayları ile beslenen Filyos Irmağı sulamaktadır. Bu akarsu kaynaklandığı yerden, denize dökülünceye kadar değişik isimler alır. Kaynaklandığı yerde Ulusu adıyla bilinen Filyos, Gerede yakınlarında Gerede Suyu, Eskipazar yakınlarında Soğanlı Çayı, Araç Çayı’yla birleştiğinde Yenice Irmağı adını alır. Devrek Çayı’nı da alan, 288 km. uzunluğundaki bu akarsu Filyos Irmağı adıyla Karadeniz’e dökülür.
Karabük’te büyük doğal göl yoktur. Yalnızca Ovacık’ın kuzeyinde Şamlar Köyü yakınlarında Karagöl adında bir krater gölü bulunmaktadır. Eflani’de sulama amaçlı Bostancılar, Kadıköy, Ortakçılar göletleri yapılmıştır. Ayrıca, Kastamonu yolu üzerinde, Konarı Gölü adıyla küçük bir göl daha bulunmaktadır. Yüzölçümü 4.145 km2 olup, toplam nüfusu 224.813’tür.
Batı Karadeniz Bölümü’nde yer alan Karabük’te kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülmektedir. Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz’in nemli havasından yeterince yararlanamamakta karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır.
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. Bük, Orta Karadeniz’de çok yoğun olarak bulunan bir bitki türünün ismi olup, Karaçalılık anlamında “Kara” ve “Bük” sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Karabük’ün ismi ile ilgili ikinci bir görüşe göre; Türkmen boylarından birinin ismidir. Ayrıca bugün Türkiye’de bu ismi taşıyan 13 yerleşim ve bir de Akarsu bulunmaktadır.
Karabük ve çevresinde bulunan çok sayıdaki höyük ve tümülüsler, yöre tarihinin çok eskiye indiğini göstermektedir. Ancak bu konuda yeterli bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Ovacık ve Eskipazar ilçesindeki Yazıboy Köyü’nde yapılan yüzey araştırmalarında bulunan bir höyük İlk Tunç Çağına, MÖ.2500 yıllarına tarihlendirilmiştir. Bunun dışında Karabük ve çevresinde tarih öncesi dönemlerinin aydınlatılması açısından önemli sayılabilecek toplam 32 tümülüs ve dört büyük höyük bulunmaktadır. Bunlardan 24 tümülüs Safranbolu ile Eflani arasında, 5 tümülüs Eskipazar’da ve 3 tümülüs de Ovacık’ta bulunmaktadır. Höyüklerden 3 tanesi Eflani’de, 1 tanesi de Eskipazar ilçesi sınırları içinde yer almaktadır.
İlkçağda Karabük, Hititlerden başlamak üzere Frig, Helenistik Krallıklar ve Roma döneminde geniş çaplı olarak yerleşmeye konu olmuştur. Karabük'ün, Hititler döneminde yerleşmeye konu olan İlçesi; Eflani'dir. Hitit metinlerinde kentin en eski adının Haluna (Yün) olarak geçtiği bilinmektedir. Ovacık'ın Kışlaköy'ü, Frigler döneminde yerleşmeye konu olmuştur. Burada bulunan Hesem Değirmeni'nin kapısındaki yapı taşının Frigler dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Helenistik Krallıklar döneminde özellikle Eflani, yerleşmeye konu olmuştur. Helenistik Krallıklardan Bitinler, Roma'nın Batı Karadeniz Bölgesini (Paflagonya) ele geçirmesini önlemek için Eflani'de üs oluşturulmuş ve bölgenin savunmasını buradan gerçekleştirmişlerdir (M.Ö.70). Eflani'nin tarihte bilinen ikinci adı Bitinya Kralı Nikomedes'in oğlu Phylomenes'ten dolayı, "Phylomenes Yurdu" olarak bilinmektedir. İlkçağın son Devleti olan Roma, M.Ö.1, yüzyılda Anadolu'ya girince önem verdiği yerlerden birisi de Batı Karadeniz Bölgesi olmuş, bölgenin ormanları ve madenlerini emperyalist bir politika izleyerek kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı bilmiştir. Roma'nın bu amaçlarla Karabük İli sınırları içinde kurduğu en önemli kentler Eskipazar sınırları arasında yer almaktadır. Bunlar, Hadrianapolis ve Kimistene adı ile anılan yerleşme alanlarıdır. Bunun yanısıra Karabük'te Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacık'ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalıntıları ile adeta tarihi tanıklık yapmaktadırlar.
Karabük Adının Kaynağı
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. "Kara" ve "Bük" sözcükleri, kara çalılık yer anlamında, Karabük adının oluşumuna kaynaklık yapmıştır. Bu topluluklarda yaşayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaati adını bu biçimde almışlardır. Türkiye'de 14 yer ve mevki adının bugün Karabük şeklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diğer yerlere göç ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.
Karabük'ün Kuruluşu
Karabük bir Cumhuriyet şehridir. Safranbolu ilçesinin bir köyü olan Öğlebeli'nin 13 hanelik mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılmasıyla bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde 13 hanelik Karabük mahallesi istasyonu adı verilmiştir. Böylece Devlet Demir Yolları haritasında Karabük adı geçmiştir. Yöre halkı tarafından "Kara" taşlık, çorak,dağlık, "Bük" çalılık ve fundalık anlamında kullanılırdı, "Kara" ve "Bük" sözcüklerinin birleşmesiyle Karabük adı verilmiştir.
Bir başa kaynağa göre "Karabük" bir Türkmen kolunun adı olup ülkemizin çeşitli ilçelerine bağlı yedi adet "Karabük" adlı köy bulunmaktadır. Safranbolu ilçemizde de Türkmen boy ve aşiret topluluklarının adını taşıyan köyler bulunmaktadır.
1937 yılına kadar 13 hanelik bir mahalle iken 3 Nisan 1937 yılında Demir-Çelik Fabrikalarının temelinin atılması dolayısıyla, Karabük Türkiye ve Dünyada duyulmuş oldu. Demir ve Çelik Fabrikalarının kuruluşu sürerken diğer taraftan Karabük şehrinin temelleri de atılır. 1941 yılında Safranbolu ilçesine bağlı bucak, Demir-Çelik Fabrikalarının genişlemesiyle Karabük'ün nüfusu da her geçen gün artar ve 1953 yılında ilçe ve 1995 yılında ise Türkiye'nin 78. ili olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra oluşan ilk şehir olduğu için Karabük bir Cumhuriyet şehridir.
Kent planının da fabrika ile birlikte çizildiği Cumhuriyetin ilk ve tek planlı sanayi kenti Karabük, sosyal ve kültürel yönden de çağdaş bir kent konumundadır. Karabük ,ülkemizin sanayileşmede ilk adımın atıldığı yer olmanın ötesinde, ilçeleriyle birlikte sahip olduğu tarihsel değerleri ve doğal güzellikleri ile tüm Türkiye ve Dünyada öne çıkmaktadır.
Karabük, Türk Ulusunun tarihinde, sanayileşmeyi simgeleyen kent olmanın hakli gururunu taşımaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Atatürk'ün sanayileşme yolunda aldığı karar üzerine, Türkiye'nin ilk entegre demir-çelik tesisinin yeri için, maden kömürü havzasına ve sahile yakınlığı, demir yolu güzergahında bulunuşu ve stratejik uygunluğu nedeniyle Karabük seçilmiştir.
Temeli atıldığında 3 Nisan 1937 tarihinden üç yıl gibi kısa bir süre içinde tesisler belli Periyodlarda işletmeye alınmış, ilk ürünlerini de 1940'tan sonra vermeye başlamıştır. Karabük'te kurulan Demir-Çelik Fabrikası çevrede özel sektörün de kurulmasını sağlamış ve birbiri ardına irili ufaklı haddehaneler ,dökümhaneler kurulmuştur. Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları, fabrika yapan fabrika olması özelliği ile,Türkiye'deki sanayi hareketinin öncüsü ve okulu olmuştur. Karabük Demir-Çelik 5 Nisan 1994'te özelleştirme kapsamına alınmış; 1995'te çalışanlar, Karabük halkı, esnafı ve sanayicilerinden oluşan Kardemir Şirketine devredilmiştir. İlk olarak modernizasyonlar ile Teknolojisini yenileyen Kardemir, yeni yatırımlar ile hedeflerini genişletmektedir.
Safranbolu
Karabük ilinin en büyük ve gelişmiş ilçesidir. Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî evleri ile ünlü olan şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye'de Dünya Miras Listesi'nde yer alan 9 kültürel varlıktan biridir ve turistik ilgi çekmektedir.Safranbolu ismini, bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan alır.
Safranbolu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca idari ve ticari bir merkez olmuştur. 2000 nüfus sayımına göre nüfusu 47.257'dir.
Tarihte Paflagonya olarak adlandırılan bölgede bulunur ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Türkler tarafından kesin olarak alınışı 1196 yılındadır. Osmanlı zamanında 17. yüzyılda İstanbul-Sinop yolu üzerinde olması nedeniyle tarihteki en önemli dönemini yaşamıştır.
Hadrianapolis Antik Kenti
Handrianapolis bir İlk Çağ kentciğidir. Helenistik Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerinde kent yaşamını sürdürmüştür. En önemli dönemi Bizans Çağıdır. 8. YY'da Bizans İmparatorluğu amcasına İzatifen Bitinyadan Ereğli(Helaklia Pontik bölünüp eyalet yapma eyalete bağlı 6 kentten birisi Handrianapolis olmuş. Eyalet döneminde Handrianapolis Psikoposluk(ilahiyet) merkezi olmuştur Kültür Bakanlığının yaptığı kazı bu dönemde yapılan Kilisede devam etmektedir. Zemin çağının zengin mozaik ve fresko örneklerine rastlanmaktadır.
Fresko: Yaş zemin üzerine yapılan resim mozaik. Küçük parçaların bir araya getirilmesinden meydana gelir 2000 yıllık kalıntılar hızla çıkarılmaya devam edilmektedir. Eskiden beri yapılan kaçak kazılar nedeniyle Handrianapolis büyük zarar görmüştür. Bu kaçak kazılar yapılmasaydı belkide Türkiye'nin en büyük Antik Kenti, Açık Hava Tiyatrosu olabilirdi. Bu bölge değerlendirildiğinde Eskipazar bir turistik ilçe olabilir
Karabük adıni, üzerinde yasadıgi cografi ortamdan almıştır. “Kara” ve “Bük” sözcükleri, kara çalilik yer anlaminda, Karabük adınin olusumuna kaynaklik yapmıştır. Bu topluluklarda yasayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaati adıni bu biçimde almislardir. Türkiye'de 14 yer ve mevki adınin bugün Karabük seklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diger yerlere göç ettigi görüsünü kuvvetlendirmektedir.
TARIH ÖNCESI DÖNEMDE KARABÜK VE ÇEVRESI
Karabük ve çevresinde, yörenin yazisiz kültür dönemini aydinlatacak çok sayida höyük ve tümülüs olmasina karşın, bilimsel anlamda herhangi bir arkeolojik kaziya konu olmamasi bu konudaki açıklamalarda bir bilgi boslugu yaratmaktadır. Ancak, Ovacık ve Eskipazar ilçelerindeyapılan arkeolojik yüzey arastirmalarına bakilacak olursa, Karabük ve çevresinin en eski yerlesmesi Eskipazar Ilçesindeki “Yaziboy” köyüdür. Burada bulunan bir höyügün, ilk Tunç Devri (M.Ö.2500) olarak yerlesmeye konu olmasi, Il sinirları içinde Eskipazar'in önemini artirmaktadır.
ILKÇAG'DA KARABÜK VE ÇEVRESI
Ilkçagda Karabük, Hititlerden baslamak üzere Frig, Helenistik Kralliklar ve Roma döneminde geniş çapli olarak yerlesmeye konu olmustur. Karabük'ün, Hititler döneminde yerlesmeye konu olan Ilçesi; Eflani'dir. Hitit metinlerinde kentin en eski adınin Haluna (Yün) olarak geçtigi bilinmektedir. Ovacık'in Kislaköy'ü, Frigler döneminde yerlesmeye konu olmustur. Burada bulunan Hesem Degirmeni'nin kapisindakiyapı tasinin Frigler dönemine ait olduğu sanilmaktadır. Helenistik Kralliklar döneminde özellikle Eflani, yerlesmeye konu olmustur. Helenistik Kralliklardan Bitinler, Roma'nin Bati Karadeniz Bölgesini (Paflagonya) ele geçirmesini önlemek için Eflani'de üs olusturulmus ve bölgenin savunmasını buradan gerçekleştirmişlerdir (M.Ö.70). Eflani'nin tarihte bilinen ikinci adı Bitinya Krali Nikomedes'in oglu Phylomenes'ten dolayi, “Phylomenes Yurdu” olarak bilinmektedir. Ilkçagin son Devleti olan Roma, M.Ö.1, yüzyilda Anadolu'ya girince önem verdigi yerlerden birisi de Bati Karadeniz Bölgesi olmus, bölgenin ormanları ve madenlerini emperyalist bir politika izleyerek kendi çikarları doğrultusunda kullanmayi bilmiştir. Roma'nin bu amaçlarla Karabük Ili sinirları içinde kurdugu en önemli kentler Eskipazar sinirları arasında yer almaktadır. Bunlar, Hadrianapolis ve Kimistene adı ile anilan yerlesme alanlarıdir. Bunun yanisira Karabük'te Bürnük Köyü, Üçbas Köyü, Bulak Köyü; Ovacık'ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalintiları ile adeta tarihi taniklik yapmaktadırlar.
MALAZGIRT SAVASI ÖNCESI TÜRK YERLESMESI
Türkler, 1071 Malazgirt Savasi öncesinde de Anadolu'ya degisik amaçları gözeterek gelmişler ve yerlesmişlerdir. Özellikle, Kuzey Türklügü olarak tarihte bilinen bu Türk kitleleri içinde Oguzlar olduğu gibi Kipçak, Peçenek gibi diger Türk kavimleri yer almaktadır. Daha sonra çeşitli nedenlerle Bizans'in emrine giren bu Türk kavimleri, bu devletin izledigi iskan siyaseti, Anadolu'nun çeşitli kisimlarına yerlestirilmişlerdir. Yer adlarından (Toponimi) yola çikarakyapılan yorumlamalar sonucunda Eskipazar'da Tamislar Köyü'ne adıni veren Tamis, Bizans'in emrinde bir Oguz Beyi olup, saptamalara göre, Malazgirt Savasi'nda Selçuklu ordusuna karşı savasirken, giysilerde kullanılan renk ve dil benzerliklerinden dolayi kısa zamanda saf degistirmis, Selçukluların tarafına geçmiştir. Malazgirt Savasi öncesinde yöremizde görünen ve yerlesen ikinci Türk kavimi Kipçaklar oldu. Kipçaklar kitleler halinde Safranbolu ile Eflani arasındaki topraklara yerlesmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet, XV. Yüzyilin ikinci yarisinda Amasra'yi fethedince, kentte bulunan Cenevizlileri Istanbul'a gönderirken, Eflani'de yasayan Kipçakları da Amasra kentine sürmüstür. Bugün Amasra'da özellikle ağaç islemeciliginde çok ünlü olan bu insanlar, Kipçak Türklerinin torunlarıdir. Kipçak lehçesi ile ilgili arastirma yapacaklar için Eflani-Bartin arası ve Amasra bu açidan önemli arastirma malzemesi sunmaktadır.
Karadeniz Bölgesi’nde, bir il merkezi olan Karabük’ün, kuzeyinde Bartın, kuzeydoğu ve doğusunda Kastamonu, batısında Zonguldak, güneydoğusunda Çankırı, güneybatısında Bolu ili bulunmaktadır. İl topraklarının güneyini Bolu Dağlarının doğu uzantıları ile Demiroluk Dağları engebelendirmektedir. Demiroluk Dağlarındaki Keltepe (1.999 m.) ilin en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki, Sarıçiçek Tepesi (1.750 m.), güneybatıdaki Aladağlar (1.040 m.) doğudaki Bürnük Tepesi (1.143 m.) yörenin başlıca yükseltileridir. Etrafı yüksek tepelerle çevrili, havza karakteri gösteren il toprakları vadilerle parçalanmış, plato ve düzlükler halindedir.
Büyük düzlük ve ovaların bulunmadığı Karabük’te Eflani çevresi küçük akarsularla parçalanmış platolar görünümündedir. Ortalama yüksekliği 1.130 m. olan Ovacık da vadilerle bölünmüş plato ve düzlükler üzerindedir. Yenice çevresinde ise düzlük ve ovalar olmayıp, engebeli ve yüksek bir araziye sahiptir. Ayrıca Araç ve Soğanlı Çayları kenarında küçük düzlükler bulunmaktadır. Eskipazar Çayı’nın Soğanlı Çayı’na karıştığı alandaki Cemal Ovası, Eskipazar çevresindeki Hamamlı, Sadeyaka Ovaları ilin diğer düzlük alanlarıdır.
Dağların geniş yer kapladığı Karabük’te ormanlar yaygındır. İlin yüzölçümünün yüzde 60’ı ormanlarla kaplıdır. Merkez İlçe, Safranbolu, Yenice, Eskipazar ormanların sık olduğu alanlardır. İlin en yüksek dağı olan Keltepe’de, 700-800 m.ye kadar kızılçam, sonraki yükseltilerde göknar, 1.700 m.ye kadar karışık ağaçlar yer alır, bu yükseltiden sonra yüksek dağ çayırları bulunmaktadır. Burada kekik ve adaçayı en çok göze çarpan bitkidir.
Karabük’te kanyonlar daha çok Safranbolu yöresinde bulunmaktadır. Bunların başlıcaları İncekaya Kanyonu, Düzce (Kirpe) Kanyonu, Tokatlı ve Sakaralan’dır. Ayrıca, Yenice’deki Şeker Çayı kenarında Şeker Kanyonu’dur. Ayrıca Karabük’te çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bunların başında, turizm yönünden önemli Bulak ve Hızar (Mencilis) Mağaraları gelmektedir.
Karabük’te çok sayıda yayla bulunmaktadır. Bunların başlıcaları Karabük Eskipazar, Yenice arasında kalan Sorkun Yaylası (1.650 m.), Safranbolu’nun kuzeyinde Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylası, Yenice’de Göktepe Yaylası, Ovacık’ta Bodoroğlu ve Karabük’ün çevresinde Dede Yaylası ve Avdan Yaylası’dır.
İl topraklarını Araç ve Soğanlı Çayları ile beslenen Filyos Irmağı sulamaktadır. Bu akarsu kaynaklandığı yerden, denize dökülünceye kadar değişik isimler alır. Kaynaklandığı yerde Ulusu adıyla bilinen Filyos, Gerede yakınlarında Gerede Suyu, Eskipazar yakınlarında Soğanlı Çayı, Araç Çayı’yla birleştiğinde Yenice Irmağı adını alır. Devrek Çayı’nı da alan, 288 km. uzunluğundaki bu akarsu Filyos Irmağı adıyla Karadeniz’e dökülür.
Karabük’te büyük doğal göl yoktur. Yalnızca Ovacık’ın kuzeyinde Şamlar Köyü yakınlarında Karagöl adında bir krater gölü bulunmaktadır. Eflani’de sulama amaçlı Bostancılar, Kadıköy, Ortakçılar göletleri yapılmıştır. Ayrıca, Kastamonu yolu üzerinde, Konarı Gölü adıyla küçük bir göl daha bulunmaktadır. Yüzölçümü 4.145 km2 olup, toplam nüfusu 224.813’tür.
Batı Karadeniz Bölümü’nde yer alan Karabük’te kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülmektedir. Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz’in nemli havasından yeterince yararlanamamakta karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır.
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. Bük, Orta Karadeniz’de çok yoğun olarak bulunan bir bitki türünün ismi olup, Karaçalılık anlamında “Kara” ve “Bük” sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Karabük’ün ismi ile ilgili ikinci bir görüşe göre; Türkmen boylarından birinin ismidir. Ayrıca bugün Türkiye’de bu ismi taşıyan 13 yerleşim ve bir de Akarsu bulunmaktadır.
Karabük ve çevresinde bulunan çok sayıdaki höyük ve tümülüsler, yöre tarihinin çok eskiye indiğini göstermektedir. Ancak bu konuda yeterli bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Ovacık ve Eskipazar ilçesindeki Yazıboy Köyü’nde yapılan yüzey araştırmalarında bulunan bir höyük İlk Tunç Çağına, MÖ.2500 yıllarına tarihlendirilmiştir. Bunun dışında Karabük ve çevresinde tarih öncesi dönemlerinin aydınlatılması açısından önemli sayılabilecek toplam 32 tümülüs ve dört büyük höyük bulunmaktadır. Bunlardan 24 tümülüs Safranbolu ile Eflani arasında, 5 tümülüs Eskipazar’da ve 3 tümülüs de Ovacık’ta bulunmaktadır. Höyüklerden 3 tanesi Eflani’de, 1 tanesi de Eskipazar ilçesi sınırları içinde yer almaktadır.